Ankilozan Spondilit, omurga ve sakroiliak eklemleri tutarak bel ve boyun bölgesinde hareket kısıtlılığı yapan,uzun süreli, sebebi bilinmeyen bir hastalıktır. Daha çok genç erkeklerde (16-35 yaş) ve yaklaşık olarak 200 erişkin insandan birinde görülür
Bağışıklık sisteminin etkilenmesiyle, bağ ve tendonların kemiğe yapıştığı yerlerde inflamasyon ortaya çıkmakta ve kemiğin yapışma yerlerinde erezyon oluşmaktadır. Zaman içinde inflamasyonun iyileşmesiyle, bu yerlerde yeni kemik dokusu oluşur. Eklem, bağ ve tendonların yerini kemik dokusu aldıkça, eklemlerde hareket kısıtlılığı başlar. Bu iltihabi sürecin sürekli tekrarlanmasıyla daha fazla kemik dokusu oluşur, omurga kemikleri belden boyuna kadar birbiriyle tamamen kaynaşır. İlk olarak pelvis etkilenir. Bunların dışında gözde, akciğerlerde ve kalp kapakçıklarında da olabilir. Hastalığın aktif döneminde ateş, iştah azalması ve yorgunluk da görülebilir.
Çoğu hastada erken tanı konulamamaktadır çünkü hastalığın başlangıcı ve seyri sık görülen diğer bel ağrılarını taklit etmektedir. Bel bölgesinde 3 aydan daha uzun süreli ağrı ve omurlarda belirgin hareket azalması her zaman ankilozan spondiliti akla getirmelidir. Ağrılar dinlenmekle artar, hareketle azalır. Sabah tutukluğu saatler sürebilir. Hastaların çoğunda bel ve kalça bölgesindeki tutulumlar dışında, boyun veya sırt omurlarında da tutulum olabilir. Bazen de kaburgaları omurgalara ve göğüs kafesine bağlayan eklemlerde tutulum olabilir.
Klinik seyri hastalar arasında farklılıklar gösterebilir. Bazı hastalarda sadece ara ara gelen bel ağrıları olabilirken, bazılarında ise omurgayı boydan boya tutarak generic ambien vs lunesta, boyun ve kalçaya yayılabilen, hatta iç organları tutarak ileri derecede fonksiyon bozukluğuna neden olan ağır bir tutulum gösterebilir. Ancak tüm bunlara rağmen hiçbir zaman hayatı tehdit etmez.
Eklem tutulumunun şiddeti ve sistemik bulgular kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterebilir. Erken tanı ve tedavi, ağrı ve sakatlığı önlemede önemlidir. Kadınlarda ankilozan spondilit genellikle hafif seyreder ve tanıyı koymak güç olabilir.
Ankilozan Spondilitin nedeni kesin olarak bilinmese de genetik faktörler üzerinde durulmaktadır. Araştırmalar, hastalarının % 96’sında benzer genetik hücre işaretleyicileri (HLA-B27)’nin bulunduğunu göstermiştir.Yine de HLA-B27 taşıyan herkes de hastalık gelişecek diye bir kural yoktur.
Bu geni taşıyan yatkın bireylerde barsak ve idrar yolları hastalıkları, ankilozan spondilitin ortaya çıkmasını tetiklemektedir. Bazen, hastalık,yatak istirahati (trafik kazası, ameliyat, kırık sonrası ) döneminden sonra da ortaya çıkabilir. Özellikle hastalığın erken döneminde uygulanacak tedaviler ve egzersizler, hastalığın ilerlemesini engelleyerek, hastanın yaşam kalitesini arttırmaya yöneliktir.
Fizik tedavi ve rehabilitasyonun yanı sıra, uygulanacak Osteopati tedavisi deformiteyi engellemeyi amaçlar. Uygun yatma ve yürüme pozisyonları, karın ve sırt egzersizleri normal duruş şeklini korumada etkilidir. Eklemlere yönelik yapılan egzersizler, bu eklemlerin normal hareketini ve esnekliğini korumada yardımcıdır. Solunum egzersizleri akciğer kapasitesini korurken, yüzme “aerobik” kapasiteyi arttırır.
Ayrıca tedavi de kullanılacak Akupunktur ve hastalığı ortaya çıkaran bozucu alanların etkisini ortadan kaldırmaya yönelik yapılacak Nöralterapi doğal bir iyileşme süreci başlatacaktır.