Her insan kendine ait özellikleri ile fiziksel, duygusal, zihinsel ve sosyal farklılıklarla kendine özgü ayrı birer bireydir. Dolayısı ile bireyin sağlıkla ve hastalıkla olan ilişkisi de kendine özgü olacaktır.
Kronik ağrı ve hastalıklarda bireyi fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal bütünlük içerisinde değerlendiren, semptomlara değil semptomların ortaya çıkmasına neden olan altta yatan ana sebep veya sebeplerin tespit edilerek öncelikle bunların ortadan kaldırılmasını öngören, bedendeki tüm sistemlerin düzenlenmesini sağlayan tanı ve tedavi yaklaşımıdır. Burada bahsedilen sadece fiziksel yapılar değil aynı zamanda zihinsel ve duygusal alanında regülasyonunun sağlanması ile tüm bedendeki iyilik halinin düzenlenmesidir. Bütünsel sağlık, tanı ve tedavide kişiye özgü tüm özellikler dikkate alınarak yapılan multidisipliner bir yaklaşımdır.
Her insanın doğduğu ve yaşadığı çevre, farklı kültürel sosyal yapı, ebeveynlerinden aktarılan genetik miraslar, zihinsel farklılıklar, doğduktan sonra geçirdiği tüm fiziksel ve duygusal travmalar bireyin yaşamını, sağlığını etkileyen en önemli faktörler olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Dolayısıyla bir kişinin sağlıkla veya hastalıkla olan ilişkisi, tanı ve tedavisi bütünsel bir bakış açısı ile değerlendirilmelidir.
Ağrı ve hastalıkların tedavisinde en önemli adım doğru tanı konulabilmesidir, doğru tanı doğru tedaviyi sağlar.
Doğru tanı için en önemli basamak; hastamızı her yönü ile tanımamızı, anlamamızı ve tanı koymamızı kolaylaştıran detaylı ve derin bir anamnezdir. Hastamızın hikayesini alırken doğduğu günden bugüne kadar yaşadığı tüm fiziksel ve duygusal travmalar ayrıntılı olarak sorgulanmalı, kendini ifade etmesine izin verilerek can kulağı ile dinlenmelidir. Hastamızı iyi dinlememiz hem hastamızı daha iyi tanımamızı hem de bize hastalığını ortaya çıkaran ana sebep veya sebepleri ile ilgili bilgi vermesini sağlayacaktır. Aynı zamanda, unutmayalım ki hekim ile hasta arasındaki en önemli şey karşılıklı güven ilişkisidir. İlk seansta hastamıza ayırdığımız biraz fazla zaman iletişimin daha sağlıklı bir şekilde gelişmesini ve karşılıklı bilgi alışverişini sağlayacaktır. Hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabilecek veya iyileşmeyi engelleyebilecek tüm alanlar iyi değerlendirilmelidir.
Ağrı ve hastalıkların ortaya çıkmasına ve kronikleşmesine neden olan faktörlere baktığımızda, özellikle kişinin doğduğu günden hastalıkların ortaya çıktığı güne kadar geçirmiş olduğu tüm fiziksel travmalar (ameliyatlar, kesi, kırık, yanıklar…), duygusal travmalar, genetik yatkınlık, kişinin olaylara bakış açısı, kronik stres, beslenme, yaşadığı çevre ve kötü yaşam alışkanlıkları önemli rol oynamaktadırlar. Bu yaklaşım bize ‘hastalık yoktur hasta vardır’ deyiminin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermektedir.
Detaylı bir anamnezden sonra, detaylı bir fizik muayene ile birlikte gerekli gördüğümüzde integratif bir yaklaşımla modern tıbbın bize sunduğu olanaklardan yararlanılması için ileri test ve tetkikler istenmelidir.
Fiziksel muayenede, bedendeki tüm sistemlerin öncelikle kas iskelet sisteminin, postürün, iç organların, dolaşımın, kafa yüz kemiklerinin bütünlük içinde değerlendirilmesini sağlayan Osteopatik yaklaşım ile yapılması tanı koymayı kolaylaştırmaktadır. Osteopati; tanı ve tedavide kullanılan bütünsel yaklaşımlı bir manuel tedavi yöntemidir.
Hasta değerlendirilmesi ve tedavisinde Osteopati, Ortopedik manuel terapi, Akupunktur, Nöralterapi, Applied Kinezyoloji ve Klinik Psikonöroimmünoloji vs… birlikte kullanılmaktadır. Bu bütünsel yaklaşımlı tedaviler bedende sadece fiziksel değil aynı zamanda emosyonel ve biyokimyasal olarak düzenlemeleri de sağlamaktadırlar.
Bütünsel yaklaşım ile yapılan bu tedavilerin amacı, öncelikle kişiye özgü ağrı veya hastalığı ortaya çıkaran ve iyileşmeyi engelleyen ana sebep veya sebeplerin giderilmesi ile birlikte tüm bedendeki nöronal, lenfatik ve kan dolaşımının yanısıra psişik sisteminde düzenlenmesinin ve bedenin kendi kendini iyileştirmesinin sağlanmasıdır.
Bütünsel sağlık yaklaşımı, dolaşım ve fiziksel disfonksiyonların düzeltilmesi ile birlikte kişinin duygusal alanının desteklenmesi, davranış değişimi ile ilgili çalışmalar, beslenme, uyku ve egzersizlerin düzenlenmesi, vitamin mineral ve bitkisel desteklerin önerilmesi ve bağışıklık sisteminin geliştirilmesine yönelik tedavileri içermektedir.
Düşünce sistemimiz yani zihnimizde sağlıklı olmamızı belirleyen en önemli faktörlerin başında gelmektedir. Özellikle çözümlenemeyen kronik stresler ve bireyin olaylara bakış açısı iyileşmeyi, ağrı ve hastalıkların kronikleşmesini etkilemektedir.
Sağlık esneklik ile ilgilidir, zihinsel esneklik olmadan fiziksel, metabolik, nörolojik ve immünolojik esneklik olmaz…Güne gülümseyerek başlamak, olumlu duygu ve düşünceler, hareketli yaşam ve doğru beslenme sağlıklı olmanın en temel gereklilikleridir.