Aktif oksijen molekülü olan ozon gazı kullanılarak yapılan iyileştirici tedavilerdir. ABD, Kanada, Avrupa, Rusya ve Japonya başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde uygulanan ozon terapi, son yıllarda en çok talep gören tamamlayıcı tıp tedavilerinin başında yer almaktadır.
Ozonun etki mekanizması, virüsün ozon ile teması sonucu ölmesi ve bağışıklık sisteminin güçlenerek vücudun virüse karşı savunmasının arttırılmasıdır.
Ozon üç oksijen atomundan oluşan bir kimyasal bileşiktir(O3). Normalde atmosferde oksijen molekülü birbirine bağlı iki oksijen atomundan oluşur. Üçüncü atom yüksek bir enerji ile atmosferik atoma bağlanır, böylece yüksek enerji taşıyan bir(O3) molekülü oluşur. İsmi yunanca koklamak manasına gelen ozein’den gelir Bünyesinde yüksek enerji barındıran O3’ün, O2’ye göre çok güçlü anti-oksidan etkisi vardır.
1840 yılında ozon gazı ilk olarak Alman kimyacı Chrıstıan Fredrıck Schönbein tarafından bulundu.
1856 yılında ameliyathane dezenfeksiyonunda kullanıldı
1860’da Monaco’da suların ozonla temizlenmesine başlandı. Ozonun, bakteri ve virüsleri öldürmesinin yanı sıra sudaki koku ve kötü tadı da ortadan kaldırdığı görüldü.
1886 yılında Fransa’da ilk deneyler başladı.
1902 yılında H.J.Klarke diyabet, kanser, anemi morfin ve influenza zehirlenmesinde kullandı.
1915 yılında Dr. Albert Wolf 1. Dünya savaşında yaraları ozonla tedavi etti.
1973 yılında Uluslar arası Ozon Birliği (IOA) kuruldu.
1979 yılında Dr. George Freibott ilk AIDS hastasını ozonla tedaviye başladı.
1990 yılında ABD Gıda Birliği ozon gazına Genel Olarak Güvenilebilir (GRAS) onayını verdi.
1992 yılında Rusya’da yanık tedavisinde kullanılmaya başlandı.
1994 yılında tıp sektörü ozon gazını dezenfektan olarak kabul etti.
1998 yılında Türkiye’de hastahane ve muayenehanelerde kullanılmaya başlandı.
Kan dolaşımını artırarak damar yüzeyindeki aterosklerotik plakların oluşumunu engeller, kılcal damarlardaki tıkanmaları giderir.
Deri kan dolaşımını arttırarak cilt yenilenmesini, sıkı ve pürüzsüz görünüm oluşmasını sağlar. Daha temiz, daha yumuşak ve daha gençleşmiş bir cilt sağlar”
Alyuvarların elastikiyetini arttırarak kılcal damarlardan geçişini hızlandırır. Kanın dokulara oksijen bırakma yeteneğini arttırarak organların oksijenlenmesini arttırır.
Beyaz kan hücrelerinin oluşumunu arttırır, fonksiyonlarını düzenler,
Bağışıklık sistemini güçlendirerek enfeksiyonlara direnci artırır.
Kan ve lenf sistemini temizler, detoks edici özelliği ile vücudumuzdaki kimyasal maddelerin temizlenmesine yardımcı olur. (böcek öldürücüler, ilaç atakları. Asidik maddeler, tarım ilacı kalıntıları)
Bakteri, virus ve mantarları öldürür,
Hızlı büyüyen kanser hücrelerinin coğalmasını ve yayılmasını engeller.
Vücudumuzdaki doğal ağrı kesicilerin açığa çıkmasını sağlayarak ağrı kesici özellik gösterir.
Bağışıklık sistemini düzenleyici özelliği ile, bağışıklık sisteminin iyi çalışmamasından kaynaklanan hastalıkların tedavisinde iyileştiricidir.
Kaslarda biriken toksini gidererek kasları gevşetir ve yumuşatır, esnekliğini arttırır.
Eklem ağrılarını ve kas rahatsızlıklarının iyileştirir,
Hormon ve enzim üretimini normale döndürür,
Beyin fonksiyonlarını ve hafızayı kuvvetlendirir.
Depresyon ve sıkıntıyı azaltıcı etkisi vardır.
Anti-Aging
Geriye yaşlanma, uzun yıllar gençliği korumak ve dinç kalmayı sağlamak için yapılan tedavidir. Ozon sayesinde oksijenin dokular tarafından daha iyi kullanımı sağlanır, bağışıklık sistemi harekete geçirilir. Yaşlanma nedeniyle uzun süredir yeterince oksijenlenmeyen hücreler ozon tedavisinden sonra artık fonksiyonlarını daha iyi yapmaya başlar. Fizik kapasitede azalma, yürüme güçlüğü ve baş dönmesi gibi belirtiler ile kendini gösteren beyindeki dolaşım bozukluklarında da olumlu etkileri mevcuttur, Ozon yaşlılarda hastalıkları önlediği gibi yaşam kalitesini de artırmaktadır.
Kronik Yorgunluk Sendromu
Çağımız hastalıklarından biri kronik yorgunluk sendromudur. Bu hastalıkta kişiler yorgunluk gerektirecek bir iş yapmadığı halde kendini yorgun hissetmektedir. Hatta o gün hiç hareket etmediği halde sanki tonlarca yük taşımış gibi kendini bitkin hissederler. Kronik yorgunluk sedromunda ozon önemli düzelmeler sağlayabilmekte ve hücre seviyesinden başlayarak vücutta hastalığın yol açtığı kötü etkileri anlamlı düzeyde gidermektedir.
Stres
Günlük yaşam mücadelesi, iş yoğunluğu, mesleki sıkıntılar, endüstriyel olarak hazırlanan gıda ürünleri, çevre kirliliği, nikotin, alkol, kahve, manyetik kirlenmeler, yanlış yaşam biçimi ve hatalı beslenme, hareketsizlik, hastalık ve enfeksiyonların her biri yaşamımızda başlı başına bir stres nedeni oluşturur. Ozon, stres hormonu olarak adlandırılan adrenalinin vücutta yıkılmasını sağlar.
Detoks (toksinlerden arınma)
Soluduğumuz hava, yediklerimiz ve içtiğimiz su, toksinler ve kirletici maddeler yavaşça vücudumuza girerler. Bedenimizde depolanan toksinler ve kimyasallar (tarım ilacı artıkları, ağır metaller, ilaç artıkları, suni kimyasallar ve gıda koruyucuları), yavaş yavaş, sağlıklı doku ve hücreleri yok ederler ki, bu durum, hem bir çok hastalığın hem de yaşlanmanın sebebidir. Ozon tedavisi bedenimizi bu toksinlerden arındırarak sağlıklı hücre ve dokuların oluşmasını sağlar. Uyarılan antioksidan faaliyetler sonucunda hücreler toksin atar
Zayıflama ve selülit tedavilerinde
Ozon terapi, özellikle bacaklardaki kılcal damarlarda kan dolaşımının azalması ve dolayısıyla gerekli oksijenlenmenin sağlanamaması nedeniyle oluşan selülitlerin giderilmesinde faydalı bir tedavi yöntemi olarak öne çıkıyor. Ayrıca metabolizmayı hızlandırıyor, yağı ve karbonhidratı yakıyor. Bu özelliğinden dolayı, ozon terapi zayıflama ve selülit tedavilerinde başarılı sonuçlar vermektedir.
Karaciğer İltihabı (Hepatit A, B, C)
Fibromyalji, eklem ve romatizmal hastalıklar
Kalp-Damar sistemini düzenlenmesinde
Böbrek fonksiyonlarının düzenlenmesinde
Deri hastalıklarında
Diyabet ve iyileşmeyen yaralarda
Kanserin önlenmesinde ve tedavisinde yardımcı olarak
Astım ve alerjik hastalıkların tedavisinde
Göz hastalıklarında
Bağırsak Hastalıklarında
Virüslerden kaynaklanan hastalıklarda
Kadın hastalıklarında
Cinsel fonksiyonların düzenlenmesinde
Nörolojik hastalıklarda (multiple skleroz,Alzheimer, Parkinson v.s)
Majör otohemoterapi (Hastadan kan alınarak tedavinin yapılması) Bu metodla, 50 ila 100 ml hastanın kanı alınır, tam olarak tesbit edilmiş ozonla karıştırıldıktan sonra hastaya geri verilir. (steril ozona dayanıklı sarf malzemesi ve vakumlu şişe kullanılır!).
Minör otohemoterapi diye adlandırılan yöntemde ise ozonlanmış 3-5 ml kan intramusküler yolla hastaya geri verilir. Bu yöntem allerjik hastalıklarda ve genel olarak bağışıklık sistemini güçlendirmekte kullanılır.
Eksternal tedavi, ozon gazını kapalı bir sistemde özel ozona dayanıklı torbalar kullanılarak gerçekleştirilir. Açık yara tedavisinde kullanılır.
Rektal uygulama bağırsakların enflamatuar hastalıklarında , aynı zamanda antiaging ve bağışıklık sistemini güçlendirmek için kullanılır.
Ozonun eklem içi enjeksiyonu ağrılı enflamatuar hastalığı olan ekleme uygulanır (artrit, rekurren artroz, genel patolojik sertliklerde uygulanabilir).
Bölgesel zayıflama için yağ dokusunun yoğun olduğu bölgelere özel bir teknikle uygulanır.
Tedaviler ortalama 10-12 seansta tamamlanır. Hastaya ve hastalığa göre seans sayıları artabilir.